Suyun Kıvrımındaki Gökyüzünün Yansıması, insanlık ve doğa arasındaki ince dengeyi derinlemesine araştıran bir proje olarak ortaya çıkıyor ve Türkiye'nin kuzeyindeki Sinop bölgesindeki endemik bitkiler ile tehdit altındaki kuş türlerine odaklanıyor. Proje, çevre kuruluşu olan Doğa Derneği'nden gelen kritik raporlara dikkat çekiyor. Bu raporlar, habitat kaybındaki endişe verici eğilimleri ve bunun yerel kuş popülasyonları üzerindeki yıkıcı etkilerini gözler önüne seriyor.

Ormanlar azalırken, bu kuş türlerine ev sahipliği yapan ekolojik yapı zarar görüyor. Bu yüzden ekolojik dengeyi sürdürmek için hayati öneme sahip sayısız canlının varlığını tehdit ediyor. Proje, Türkiye’nin zengin arkeolojik tarihinden ilham alan mozaikler aracılığıyla biyolojik çeşitlilik ve kültürel miras temalarını bir araya getiriyor. Bu bağlantı, doğa ve kültürün koruma gerektiren kırılgan yapılar olduğunu hatırlatan bir işlev görüyor.

Ekolojik kriz, önerilen nükleer santral inşaası için 650,000'den fazla ağacın alarm verici bir şekilde yok edilmesiyle daha da derinleşiyor. Bu durum sadece yerel ekosistemi değil, aynı zamanda birçok türün bağımlı olduğu tarım alanlarını ve göç yollarını da tehdit ediyor. Proje aracılığıyla sanatçı Suat Öğüt, tür kaybı konusundaki farkındalığın acil bir ihtiyaç olduğunu ve politik müdahaleler, kültürel erozyon ve çevresel bozulma arasındaki paralellikleri vurguluyor.

Uluslararası Sinop Bienali için tasarlanan mekana özgü yerleştirme, hapishane bahçesinde doğal bir kuyu içeren ve yağmur suyunu toplayan bir kuş havuzu olarak yeniden işlevlendirilecek. Tehdit altındaki kuş türlerinin mozaikleriyle süslenen bu sığınak, birlikteliğin acil çağrısını görsel ve dokunsal bir hatırlatıcı olarak hizmet ediyor, ziyaretçileri doğal dünyadaki rollerini düşünmeye davet ediyor ve sürdürülebilir bir gelecek için kolektif bir sorumluluğu teşvik ediyor.


Ali Arbağ, Ali İbrahim Öcal, Arzu K. Özçağlatan, Ceren Altay, Deniz Erbaş, Elif Derviş, Elif Şensoy, İlayda Kök, İpek M. Sur, Kate Price, Maria Nespeca, Özge Gönek, Siwar Mazigh, Serdar Akliman, Suha Kemal, Petra Diehl, Federico Boncristiani, Zeynep Burçoğlu’nun değerli emeği ile gerçekleştirilmiştir.