“Kökleri Amazon'lara dokunan eğrelti otu” enstalasyonu ziyaretçileri doğa, tarih ve kişisel kimlik arasındaki karmaşık bağlantıları keşfetmeye davet ediyor. MÖ 7. yüzyılda bir ticaret kolonisi olarak kurulan Sinop, zengin bir mirasa ve 300 milyon yılı aşkın bir süredir varlığını sürdüren antik eğrelti otlarına ev sahipliği yapıyor. Sporlar yoluyla çoğalan ve kökleri hem tıbbi hem de zehirli özelliklere sahip olan bu eğrelti otları, dayanıklılığı ve birbirine bağlılığı sembolize ediyor.

Atölye çalışmasında, Sinoplu katılımcı kadınlara eğrelti otunun kökü anlatılarak diğer bitkilerin köklerini incelemelerine olanak sağlandı ve onlar da şehirleriyle bağlantılı deneyim ve anıları temsil eden kendi benzersiz köklerini hayal ettiler. Bu atölye çalışmasında, katılımcı kadınlar projenin temelini oluşturdular ve kendilerini, anlattılar, eskizler çizdiler.

Atölye çalışmasının ardından Seçil Yaylalı bu çizimler üzerinde çalışarak, bir dizi sembol geliştirdi. Çizimleri serigrafi baskılara dönüştürdü ve geri dönüştürülmüş kumaşlardan yapılmış bayraklar oluşturdu. Bu bayraklar Sinop eski cezaevi avlusunda kökü andıran bir şeklinde bir enstalasyon oluşturacak ve ayrıca Sinop’un belirli sokaklarına yerleştirildi.

Üretilen serigrafi kalıplar ile yapılan halka açık serigrafi atölyeleri, vatandaşların tişört ve çantalara kendi baskılarını yapmalarına olanak tanıyarak katılımı ve bağlantıyı teşvik edecek. İnsanların giysileri üzerindeki bu baskılar, projenin yaşamasına ve kullanıldıkları sürece sergilenmesine olanak sağlayacaktır.

Destekleri için teşekkürler: Sinopale Grubu: Ece Denizci, Erkan Akliman, Melih Görgün, Yağmur Güzle ve Yiğit Bahadır Kaya.
Elif Şensoy, Gözde Öngören, Hülya Gümüş, Leila Haghighat, Melike Bayık, Nuray Özdoğan, Özce Coşkun, Özgür Karaaslan, Türkan Akkulak Koç.

Çalıştaya katılımları için teşekkürler; Ayten Öncel, Derya Kırmızı Topal, Handan Yılmazer Turan, Hayriye Özdemir, Hidayet Baştan, Hülya Gümüş, Mecide Özkan, Nihal Mermer, Nuray Kuloğlu, Serpil Erbil, Sibel Çetinkaya Yaman, Yağmur Güzle.