Emre Koyuncuoğlu

Sinop “Komün-ikasyon”u

Dans-Film-Oyun-Sohbet

Proje Sorumlusu: Emre Koyuncuoğlu-Tobias Hering
Yer: Tarihi Sinop Hapishanesi/Sinop
Tarih:: 16-17-18 Ağustos 2006
Saat:  19.30- 21.30

Katılımcılar: Sevi Algan, Çiğdem Borucu, Handan Coşkun, Dilek Dervişoğlu, Hasan Elhakan, Murat Ertel,  Zafer Gecegörür, Tobias Hering, Mustafa Karabıyık, Emre Koyuncuoğlu, Su Güneş Mıhladız, Aris Nalcı, Senem Oluz,  Fulya Tekin, Can Tuğcuoğlu, Ata Ünal

Bu yıl Melih Görgün tarafından ilki düzenlenen SİNOPALE kapsamında gerçekleşecek olan “Sinop Komün-ikasyonu” / Dans-Film- Oyun- Sohbet gösterisi,  tiyatro yönetmeni Emre Koyuncuoğlu ve Berlin Uluslararası Film Festivali ve yine Berlin’de gerçekleşen “Globale” Film Festivali’nde görev alan, aynı zamanda bağımsız yazar, prodüktör ve gazeteci olarak çalışan Tobias Hering’le yapılmış ortak bir “yolda karşılaşma çalışması”. Yolun ilk durağı, Sinop’taki Tarihi Sinop Hapishanesi. Siyasi tarihte sürgün kenti olarak da bilinen Sinop’ta gerçeklik ve ütopya arasında gel-gitlerin en çok yaşandığı kentlerden biri. Tarihi hapishane ise Sabahattin Ali, Kerim Korcan, Eşber Yağmurdereli gibi birçok yazarın bir dönem yaşadığı ve eserlerini ürettikleri ve mola vermek zorunda kaldıkları bir “Han”.

“Sinop Komün-ikasyonu” / Dans-Film-Oyun-Sohbet gösterisinin içeriği ve kurgusunun hazırlanışında en büyük esin kaynağı; Peter Watkins’in orijinal uzunluğu 375 dakika olan kurgu-belgesel filmi “La Commune– Paris 1871”. Watkins filminde iki ana kavram üzerinde yoğunlaşmaktadır. İlki, “Devrim bir ütopya mı yoksa gerçek mi?” Watkins, bu soruyu tarihi bir olayı, bir platoda yeniden kurgulayarak ve o dönem, 2 ay boyunca komünal bir düzen kurmuş  Parislilerin ütopyalarını ve karşılaştıkları gerçekleri, oyunculara yüklediği karakterlerle canlandırarak farklı açılardan ele alarak sorar. Oyuncuları, hem oyun karakterleri hem de gerçek kişiler olarak kamera önüne çıkarır. Oyuncunun,oynadığı rolle olan iç çatışmasını sergiler. Böylelikle, filmde kurgu ve gerçek birbirine girer, ütopya ve gerçek gibi. Watkins aynı zamanda; farklı zamanları da üst üste bindirir. 1871’in Paris’inde büyük bir coşku ve hayal kırıklığıyla yaşanmış “Paris Komünü”, filmde günümüzün medya araçlarıyla belgelenmektedir. Kameramanlar ve muhabirler, gerçekleşen olayları “canlı” ve anında televizyon aracıyla halka duyururlar. Farklı televizyon kanallarının yayınları, kimin gerçeği ile “canlı” izlediğimiz sorusunu sürekli bize hatırlatır. Yönetmen, böylelikle bugünün dünya politikasını belirleyen medyayı da filmiyle öncelikle tartıştığı konular arasına alır.

“Sinop Komün-ikasyonu”, bu iki paralel tartışma alanını, göz önünde bulundurarak hazırlandı. Gösterinin bu içerikten yola çıkarak ülkemizde ilk etapta, gerçekliğini bulduğu ve temelini oturttuğu yer; tarihi ve mekan olarak sembolleşmiş özellikleriyle, “Tarihi Sinop Hapishanesi” olacak. (Gösterinin daha sonra farklı şehirlerde ve mekanlarda başka özellikler dikkate alınarak sahnelenmesi planlanıyor.) Gösteri, mekan içinde “oyuncu-rehber” aracılığıyla bir izlek üzerinden -farklı mekanlarda, farklı sanat disiplinlerinin bir arada kullanıldığı- gösteri parçacıklarını birbirine dizerken, bu süreç içinde “eşit, özgür ve barış içinde birlikte olmak için” ,“iletişim yollarını yeniden bulmak için” seyirciyi inter-aktif metotla bir yola çıkarıyor. Gösteri bir “oyuncu-kameraman” tarafından seyirciyle birlikte takip edilip daha sonraki gösterilerde kullanılmak üzere kaydedilecek. Gösteride dansçılar, oyuncular, müzisyenler, sinemacılar, tasarımcılar, sivil toplum örgütlerinden çalışanlar, gazeteciler yer alacak.  “Komün-ikasyon”un Sinop’taki gösteri metninin oluşumunda; Tolga Ersoy’un “Sinop’un Hanı” araştırmasından, Eşber Yağmurdereli’nin “Akrep” oyunundan, Aytekin Yılmaz ve Sezai Sarıoğlu’nun “Sevgili Kardeşim-Hapishaneden Mektuplar” derlemesinden ve Zena el-Khalil’in “Bir Sanatçının Beyrut Mektubu” adı altında çıkan yazıdan ve Sinop’taki Amazonları anlatan mitik bilgilerden yararlanıldı.

Gösteri kurgusu çerçevesinde “Sinop Komün-ikasyonu” da belli bölümlerini izleyeceğiniz “La Commune- Paris 1871”in gösteride  kullanılan bölümlerin altyazı olarak Türkçe çevirisini; Fatoş Üstek, Rana Öztürk ve Murat Musulluoğlu gerçekleştirdi.