collabor.at

Troya Kayığı

Kültürel kimlik her zaman edinilmiş bir şeydir, doğuştan gelmez. Kültürel değerleri kavrayışımız ve bir kültürel kimlikle özdeşleşmemiz imgeler, geçmişten kalan anlatılar ve eğretilemelerle tanımlanır. İnsanlar aidiyetlerini simgesel anlam yüklü bayraklar, hatıra eşyaları veya imgeler gibi nesneler kullanarak gösterirler. Biz yapıtımızda bu simgesel dili kullandık. Projemizin konseptinde bir kayık enkazı Türkiye’nin kültürel mirasını simgeliyor.

collabor.at’nin işleri her zaman uyarlanma ve empatiye odaklanır. Bir yere yerleşiyoruz ve kendimizi oranın bize anlattığı şeye bırakıyoruz. Gittiğimiz yerin insanlarıyla işbirliği yapıyor ve onları işimize dahil ediyoruz. Çalışmamız sırasında parmak izleri bırakma fikri, eylemler- inde nü modellere tuvalin üzerine bedenlerinin renkli izlerini bıraktıran ve böylelikle sanatsal olayları doğrudan belgeleyen Yves Klein’ın sanatına dayanıyor.

Sinop’ta kaptanlar ve gemi inşa edenler eski kayıklarını tekrar tekrar tamir ettikleri için gerçek anlamda eski bir kayık enkazı bulmak mümkün olmadığından, Tersane bulunan hurda tahta ve döküntülerden kendi enkazımızı kendimiz inşa etmeye başladık.

İnşaat sürecinde beraber çalışmak üzere gittikçe artan sayıda insan geldi. Eski bir geleneğe dayanan bir törenle kayık, nihayetinde büyük bir insan topluluğu eşliğinde şehrin içinden

Sinop Hapishanesi’ne taşındı. Kayığa dokunan herkesin elini mavi renk boyaya daldırması istendi, böylelikle arkalarında iz bırakmış oluyorlardı.

Limandaki yaşlı bir adamın kayığın truva atına benzediğini düşündüğü için bize verdiği “Truva Kayığı” ismi, tarihimizdeki savaş ve kahramanlık anlatılarına yönelik alaycı bir ima.

Bu enkaz bizim için özgürlük ve çoğulluğu simgeliyor; ilk anlamından ve amacından azad edilip -kalan renkli izlerden de okunabildiği üzere- birçok kişi tarafından inşa edildikten sonra Truvalı bir eylemle onu geceleyin Sinop’un eski hapishanesine taşıdık. Tamamen dağılana kadar orada kalacak ve insaniyetsizliğe, düşünce özgürlüğünün sınırlanmasına karşı duracak.

collabor.at’ten Johanna Reiner ve Johannes Hoffmann bu çalışmayı birlikte gerçekleştirdiler.